İnsan kendi hayatında çocukluğuna gittiğinde, bazen güzel bazen de kötü anılarını hatırlamaktadır. Ama çocuk olmayı hep sevmektedir. İlerleyen yaşına direnerek, zaman zaman “keşke yine çocuk olsam” demekten de kendini alamaz. Çocuklar; yaşamın enerjileridir, renkleridir, coşkusudur, dengesidir, öğretmenidir ve mutluluk kaynağıdır.
Bu yüzden Uluslararası Çocuk Günü fikri, 1925 yılında Cenevre de yapılan Çocukların Refahı için Dünya Konferansı’ndan sonra doğmuştur. Bu Konferansa 54 ülke katılmıştır. Yayımlanan bildirgede esas alınan konular, yoksulluk, çocuk işçiliği, eğitim ve çocukların refahını ilgilendiren maddelerden oluşmaktadır.
Türkiye’de, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı 1929 da kutlamaya başlandı, bu tarihte örgütlenen 4000 çocuk ilk kez TBMM den haklarını talep etti.
Asıl burada önemli olan bir diğer konu ise “Çocuk Hakları”dır, bu konunun İnsan hakları kavramının içinde ele alınması gereken bir unsurdur.
Çocuklar yetişkinlerden fiziksel, davranışsal, psikolojik olarak farklıdır. Sürekli geliştikleri ve büyüdükleri için çocuklar toplumu da ilgilendirmektedir. Bu sorumluluğu yetişkinler olarak bizlerde yüklenip üzerimize düşen görevi yapmak durumundayız.
Çocuk Haklarından birkaçını sizlerle paylaşmak istiyorum.
SAĞLIKLI YAŞAM HAKKI
Sözleşmenin 6. Maddesi olarak, her çocuğun yaşam hakkı olduğunu belirtmektedir. Çocukların iyileştirme hizmetlerinden yararlanma ve tedavi olma hakkı vardır ve bundan da devletler sorumludur.
EĞİTİM HAKKI
Çocukların en önemli olan hakkıdır. Çünkü UNICEF’in yayınladığı bir raporda okuma-yazma bilmeyen bir çocuk ileride çok ciddi sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır. Çocuk ölümlerinin önde gelen etkenlerinden biriside annenin eğitim düzeyinin çok düşük olmasından kaynaklanmaktadır. Bu yüzden kız çocuklarının okuma yazma bilmesi toplum için ayrı bir önem taşımaktadır. Çünkü yapılan çalışmalar şunu göstermiştir ki, kız çocuklarının okur-yazar oranın artması durumunda çocuk ölümlerinin oranı azalmaktadır.
Böylelikle, çocuğun yaşam hakkı ile eğitim hakkı arasında yakın bir ilişki bulunmuştur.
Eğitim olmadığında ortaya çıkan sonuç;
- İnsanlar üretken biçimde çalışamazlar.
- Sağlıklarına özen gösteremezler.
- Kendilerini ve ailelerini gereği gibi koruyamazlar.
- Kültürel açıdan zengin bir yaşam sürdüremezler.
Özellikle kız çocuklarının okula gitmeleri önemlidir.
ŞİKAYET HAKKI
Bazı ülkelerde, Ukrayna, Finlandiya ve İsveç başta olmak üzere çocuk haklarını korumaya yönelik şikayet mercileri bulunmaktadır. Özellikle, sağlık, eğitim ve kültür konularında onlara tanınan haklar için dava açabilme hakları vardır. Bunu devlet çocuğa vermektedir.
Bizlerde kendi yaşam alanlarımızda çocukların haklarına önem vermeliyiz.
- Çocukların izinleri olmadığı sürece fotoğraflarını paylaşmamalıyız.
- Çocuklar adına kararlar alırken mutlaka onlara da sormalıyız.
- İlgilendikleri alanlara saygı duymalıyız.
- Toplum içinde konuşma hakkını unutmamalıyız.
- Hayal etme hakkına saygı duymalıyız.
- Kendi kıyafetini seçmesine izin vermeliyiz.
- Tatilde yapmak istediği şeylere durum ve koşullar uygun olduğu sürece izin vermeliyiz. ( Dinlenme Hakkı )
- Şiddet göstermeden iletişimde kalmalıyız.
- Kendi arkadaşları ile iletişime geçmesine saygı duymalıyız ve desteklemeliyiz.
Doğan Cüceloğlu’nun dediği gibi ;
“Bir İnsanın anavatanı çocukluğudur.”
İçinizdeki çocuğu hep yaşatın ve sevgiyle kalın,
Zeliha Dağhan