Çocuk Kitabı Yazarı Gülçin Gürses Eroğlu

2024 yılının ilk çocuk kitabı yazarı konuğu bizden biri, Martı Dergisi yazarlarından Gülçin Gürses Eroğlu. Kişisel gelişim, inovasyon ve teknoloji alanlarıyla ilgili yazılarından tanıdığımız Gülçin Hanım bu kez bir çocuk kitabıyla karşımızda. Kurumsal yaşamda da yoğun iş hayatına devam eden yazarımızı daha yakından tanımak, çocuk kitabı yazma ve yayınlama süreci hakkında bilgi almak için kendisiyle keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.    

Gülçin Hanım bize kendinizden bahseder misiniz?  Yazma yolculuğuna nasıl çıktınız? 

Köşenizde bana da yer verdiğiniz için teşekkür ederim. Öncelikle itiraf etmeliyim ki kişinin kendini anlatması belki de bana göre en zor konulardan biri.

1985 yılında Ankara’da doğdum. Hayatımdaki pek çok değeri borçlu olduğum Eskişehir’de büyüdüm. Hayatımın üniversiteye kadar olan dönemini bu küçük ama güzel şehirde geçirdim. Lisans eğitimimi Bilgisayar Mühendisliği üzerine tamamladım. Ardından Pazarlama İletişimi konusuna ilgi duydum. Ürünlerin ve markaların insanların hayatında neden önemli olduğu üzerine kafa yormaya başladım. Ardından profesyonel iş yaşamında liderlik kavramı ve hayatıma katabileceğim değerlerin peşinden gittim. “Dünya için Geleceğin Liderleri” bursunu kazandım ve liderlik eğitimimi 2011 yılında İtalya’da tamamladım.

Profesyonel iş yaşamım dışında ise Martı Dergisi`nde yazmak ve sanatsal çalışmalar yapmak kişisel ifade alanlarım diyebilirim.  Atelier.hiss hesabım altında paylaştığım duygu temalı, el boyaması eserlerimin bazıları, yurt içinde gerçekleşen karma sergilerde sergilendi. 

Bir çocuk annesiyim. Duygular, Yanılsamalar ve İlişkiler, Şiddetsiz İletişim, Kızgınlık&Suçluluk&Utanç, Yazarlık, Anlatıcılık, Kozmik Enerji, Logoterapi kişisel ilgi alanlarım ve bu konularda eğitimler almaya devam ediyorum.

Yeşil Gezegen ilk kitabım. Yani, hala öğrenmeye ve yazmaya devam ediyorum.

Yeşil Gezegen’i yazma fikriniz nasıl oluştu? En başta resimli bir çocuk kitabı olarak mı planlamıştınız?

Kitap yazma hayalim belki de çok eski bir hayaldi. Hem kendim hem de oğlum için okuduğum hikâyelerden hareketle, biraz da imrenerek diğer yazarlara, bir gün ben de birilerine ilham olabilir miyim diye düşünürdüm. Hikâyenin yaratım aşaması ise hiç tasarladığım bir şey değildi. Her gece uyku rutinimizde, oğluma, özel ilgi alanı olan robotlarla ilgili farklı hikâyeler anlatırdım. 

Bu hikâyelerin hepsini ben uydururdum. Uydurmak zorundaydım, çünkü oğlum, her gün yeni bir robot hikâyesi dinlerken dünyanın en mutlu çocuğu olurdu. Bir keresinde ona Yeşil Gezegen hikâyesini uydurdum, onu o kadar çok sevdi ki, art arda defalarca, günlerce aynı hikâyeyi dinlemek istedi.

Yeşil Gezegen bizim yaşadığımız yerin bir temsiliydi aslında, çok kısa bir süre önce Türkiye’den İrlanda’ya yerleşmiştik ve yaşadığımız yer tam da hikâyede bahsettiğimiz eski tren yolunun ardında yemyeşil bir yerdi. Ve bu hikâye çok gerçekti çünkü biz de adeta başka bir gezegene gitmiş gibiydik, en yakın arkadaşlarımızdan uzakta bir yolculuğa çıkmıştık, amacımız keşfetmekti, öte yandan yalnızlık duygusu da çok baskındı. 

Bizimle ortak duyguları paylaşan, herhangi bir sebeple sevdiklerinden uzakta olan ama yeni arkadaşlıklar kurmak, hayati keşfetmek için de yeni yolculuklara çıkması gerektiğine kalpten inanan ailelerle ve çocuklarla bu hikâyeyi paylaşmak istedik. Özlediklerimiz ve uzakta olanlar için şöyle dedik: `Uzaklar aslında sandığımız kadar uzak değil arkadaşım.’

 Kitabınız henüz dosya halindeyken yayınevi seçimini nasıl yaptınız? Dosyanızı yayınevine nasıl ulaştırdınız?

Yayınevini, yakından takip ettiğim birkaç yazar arkadaşımdan dolayı biliyordum ve dosyamı iletmeden önce bu arkadaşlarımın deneyimlerini dinledim. Akabinde yayınevine ulaştım ve dijital kanallar üzerinden dosyamı ilettim.

Yeşil Gezegen’in konusu kadar çizimleri ve renk seçimleri de harika. Çizerle nasıl çalıştınız?

Kitapların görsel tasarımı söz konusu olduğunda farklı yollardan ilerlemek mümkün. Kendiniz yazar olduğunuz gibi çizer de olabilirsiniz yahut bağımsız bir çizer ile hikâyenizi resmetmek üzere anlaşırsınız ya da yayınevinizin size önerdiği bir çizer ile ilerlersiniz. Ben de çizim yapmak üzere eğitimler aldım fakat yayınevinin anlaştığı çizerlerle ilerlemek bana hız katacağı için bu yolu seçtim. Hikâyeyi yazan kişiler olarak, zihnimizde hep bir resim oluyor, fakat söz konusu tasarım olduğunda, çizerin hayal gücü sizin hayalinizin ötesinde katkı sunacak bir şekilde kitabınızı destekleyebiliyor. Dolayısıyla minör değişiklik talepleri dışında bir isteğim olmadı, çizerim de hikâyeyi çocukların ilgisini çekecek muazzam renkler ve çizimlerle donattı diyebilirim. Birkaç aşamada onay süreçlerini ilerleterek tasarımları da tamamladık ve kitabı yayına aldık. Kendisine kalpten teşekkür ediyorum, iyi ki var.

Robot Heze ve Leo’nun dostlukları devam edecek mi?

Keşfedecek çok gezegen, görülmesi gereken pek çok güzellik var evrende. Robot Heze ile Leo`nun dostluğu da uzakların sanıldığı kadar uzak olmadığının kanıtı. Üzerine çalıştığım yeni hikâyelerim de var. En yakın zamanda paylaşmak üzere.

Gülçin Gürses Eroğlu’na yanıtları için çok teşekkür ediyorum.

Daha çok yeni kitapla ve yazarla tanışmak üzere… 

Arzu Tülümen

Önceki İçerikSıfır Atık Mutfak Mümkün Mü?
Sonraki İçerikGeçmiş ve Geleceğe Saygı
Arzu Tülümen
Deniz ve edebiyat hayatta bana keyif veren iki vazgeçilmez konu. Anadoluhisarı’nda denizle iç içe büyürken kitaplar ve hikâyeler yaşamımda hep var oldu. O yüzden belki de anlatmayı çok sevdim. Özel sektörde eğitim uzmanı, Devlet Okulları’nda İngilizce öğretmeni olarak görev yaptım. Yıllar sonra yeniden üniversite öğrencisi olduğum bir dönemde, çocuk ve gençlik edebiyatı çevirisi çalışmalarım beni çocuklar için yazma konusunda yüreklendirdi. Deniz tutkum, amatör bir denizci ve yelkenci olarak devam ediyor. Yaz aylarımı deniz üzerinde geçiriyorum. O nedenle hikâyelerimde deniz ve denize dair konular ön planda. Denize Dönüş adlı kitabım Doğan Egmont, Mercanın Yelkenlisi-Liman Kentleri Çanakkale adlı kitabımsa Beta Kids tarafından yayımlandı. Yasemin Sungur’la yolum yazarken tıkandığım bir dönemde onun “Harekete Geç” adlı eğitimine katılmamla kesişti. Martı Dergisi’nde yer almaktan ve kitap sevdalısı arkadaşlarımla bir arada olmaktan mutluyum. Okumaya, yazmaya ve öğrenmeye devam…