Çağdaş Bir Kadın Ancak Çağdaş Bir Eğitimle Var Olacaktır

Benim adım Çiçek. İlkokula büyük bir heyecanla başlamıştım. Annem her sabah uzun siyah saçlarımı tararken kızım okuyacak öğretmen olacak derdi. Bense “Öğretmen olmayacam, doktor olmak istiyorum,” deyip ağlardım. Dört erkekten sonra evdeki tek kız çocuğuydum. Annem okumamı çok istiyordu. Okulumu ve öğretmenimi çok sevmiştim, başarılı bir öğrenciydim. En büyük korkum beşinci sınıfa geldikten sonra başlamıştı. Bizim buralarda beşinci sınıftan sonra pek okumazdı kız çocukları. Sınıfımı dereceyle bitirmiştim. Köy öğretmenim babama, benim okula devam etmem konusunda defalarca dil döktü. Fakat hepsi nafileydi.

Okulu bitirdiğim yaz, dışarı çıkıp oynamam yasaklanmıştı. Evde anneme yardım edip onun işlerini hafifletmem isteniyordu. Annemse hiç istemedi iş yapmamı. Kimse yokken evde, elime kitap tutuşturur “Sen otur kitabını oku, ben yaparım her şeyi,” der gidip işe koyulurdu. Kendisi de okumayı çok istemiş, annesi erken yaşta ölünce erkek kardeşine bakmak zorunda kalmıştı. Sonrasındaysa küçük yaşta evlenmişti. Evin dışında kendisine bir alan bulamamıştı hiçbir zaman. Hayallerinde olanı da ne yazık ki gerçekleştirememişti. Yüreğindeki yanıklık yüzünden okunabiliyordu. “Benim kaderim senin kaderin olmayacak,” der dururdu.

Okula gitmeme engel oldular. Kız çocuğu okumaz düşüncesi bizim buralarda kanundu. Üzerinden yıllar geçti. Sonrasında evlenme çağın geldi deyip küçük yaşımda berdel evliliği yaptırdılar. Evlenmemem için annem bütün ailenin önüne geçti ama onun sözü yöremizdeki kanunun önüne geçemedi. Onun kaderi artık benim kaderim olmuştu. Ben annem kadar cesur değildim. Hiç kimsenin karşısına çıkıp da istemiyorum diyemedim. İçimdeki çığlığı ne yazık ki haykıramamıştım. Kader denilen şey aslında üzerime biçilen gelinlik olmuştu.

***

Yaşanmış hikâyeler hüzünlüdür, konu bir de okumak isteyip de okutulmayan kız çocukları olursa. Küçük yaşta taşıyamayacakları yük, evlendirilerek omuzlarına yüklenmiştir. Daha kendi çocukken bir de çocuk sahibi olmuştur. Sorumluluk sahibi olmuş, özgüvenini yitirmiştir.

Kız çocuklarına karşı yapılan ayrımcılığın önlenmesi ve özellikle eğitimde giderek büyüyen bu ayrımcılığa dur diyebilmek için binlerce kız öğrenciye ışık tutan kurum, “Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği” dir.

Dayanışma duygusu var olan, çağdaş eğitime inanan sevgili Yasemin Sungur önderliğinde kurulan Martı Kitap Kulübü, Kitap ile Sohbet grubumuzun 2015 yılından itibaren devam eden destekleriyle kız öğrencilere ulaştık. Bizleri bu eşsiz kurumla tanıştıran ve birçok kız çocuğuna ulaşmamızı sağlayan çok değerli kitapdaşımız İlknur Karapolat’tı. Grubun dinamiğine inanarak hepimizi harekete geçirmişti. Kısa bir zaman önce değerli kitapdaşımız İlknur Karapolat’ı maalesef kaybettik. Onun vefatı hepimizde derin bir üzüntü bıraktı. Onun başlatmış olduğu “Çağdaş bir kadın ancak çağdaş bir eğitimle var olacağı” düşüncesi doğrultusunda, hayata kanat çırpan martılarımıza kulüp olarak destek verip onların çağdaş ve muasır medeniyetler seviyesine geldiklerine hepimiz şahit olacağız.

İlknur’un teslim ettiği bayrağı şimdi kitapdaşımız Yeşim Hanefi alarak bu projenin en iyi şekilde sürmesini sağlayacaktır.

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Kısacası kadın meselesinde cesur olalım, kuruntuyu bırakalım, açılsınlar, onların zihinlerini ciddi ilimler ve fenler ile süsleyelim, şeref ve gurur sahibi olmalarına birinci derecede önem verelim.” sözüyle Martı Kitap kulübü, Kitap ile Sohbet ekibi olarak Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda, kız çocuklarımızın eğitimlerine her zaman destek vereceğiz.

İlknur Karapolat’a sevgiyle. Işıklar içinde uyusun.

*Martı Kitap Kulübü üyeleri olarak her yıl özellikle sosyal bilimler alanında eğitim alan gençleri desteklemek için burs destek programı yapıyoruz.

Meral Dokur

 

 

 

 

 

 

 

 

Önceki İçerikDikkat Çeken Prefabrik Ev Modelleri
Sonraki İçerik    24 Kasım’ın Bana Hatırlattıkları