Bullying –Okullarda Akran Zorbalığı

Amerika’da bu yıl Ekim ayında “Ulusal Bullying’ten Korunma “ ayı ilan edildi. Sadece Michigan, Montano ve South Dakota dışında 47 eyalet okullarda zorbalık olayına karşı çıktı.

Yeni yasa her ne olursa olsun, okullarda zorbalığa asla izin verilmeyeceğini söylüyor. Bu yasa kapsamında bütün devlet okullarında çalışanlar, zorba davranışlardan çocukları nasıl koruyabilecekleri konusunda eğitim görecekler ve okullar her türlü zorba davranışta bulunanları rapor edecekler ve hatta sicillerine yazacaklar.

Sanıyorum son yıllarda çocuklar ve gençler arasında artan intihar olayları ve basının televizyon ve gazetelerde bu konuya geniş yer vermesi, yasanın bir an önce çıkmasını sağladı.

Dalga geçmek, ad takmak, grup dışında bırakmak, tehdit etmek, korkutmak, eşyalarını almak ya da eşyalarına zarar vermek, sözlü ve fiziksel sataşma, kızdırma, cinsel taciz gibi davranışlarla örnekleyeceğim zorba davranışlar sadece okullarda değil, oyun bahçesinde yada internet ortamında da karşımıza çıkıyor.

Araştırmalar gösteriyor ki neredeyse çocukların %50 si bu tür sorunlarla okullarında karşılaşmışlar. Dünya genelinde bir problem olan bu konu, yeni bir oluşum da değil, bizlerin, anne ve babamızın, hatta dedelerimizin okul yıllarında da vardı.

Yıllardır süregelen bir problem ve üzücü olan bizlerin –ebeveynlerin- öğretmenlerin-yetkililerin bu konuda pek bir şey yapmaması ve bu kadar önemli bir konunun dikkate alınmaması, önemsenmemesi. Bu çocuklarımızın gelecekteki yaşamlarını etkilese bile bizlerin bunun farkında olmamasıdır.

Bazı çocuklar bu tür zorba davranışlarla karşılaştıklarında depresyona giriyor. Yaşadıklarını kimseyle paylaşmıyor, kendine olan güvenleri yok oluyor ve kendilerini çok ümitsiz bir durumda görüyorlar.

Ve ileriki yıllarda bir genç olarak yalnız, mutsuz, korkuya eğilimli, kendilerine güvensiz ve bir şeyleri hep yanlış yapacak hissi duyuyorlar. Okula gitme istekleri de azalabiliyor. Bazıları da daha tehlikeli şeylere başvuruyorlar, silah taşıyarak kendilerini koruma isteği ya da zor durumda bunu karsındakine karşı kullanmak ya da o kişiden öç almak gibi.

Amerika’daki istatistiklere göre okulda zorbalığa uğrayan çocukların silah kullanma oranı daha fazla.

Zorbalığa uğrayanların, bununla başa çıkması zor olmasına rağmen, problemin onlardan değil de bu zorba davranışları onlara yapanlardan kaynaklandığını unutmamaları, böyle durumlarda güçlü olmaları ve arkadaş grupları ile vakit geçirmeleri gerekir. Yine araştırmalar gösteriyor ki bir grubun içinde olmanız size karşı zorba davranışta bulunma sayısını azaltıyor.

Zorba davranışlarla karşılaşan çocukların, gençlerin bunu mutlaka ebeveynleri, öğretmenleri yada okul müdürleri ile konuşarak paylaşmaları şarttır. Çünkü onlar bu durumu durdurmak için caba harcayabilir.

Anne ve babaların, öğretmenlerin çocukların yetişmesinde sorumlulukları vardır. Kaç yaşında olursa olsun, zorbalığın yanlış bir davranış olduğunu, hiç kimsenin çocuklarımıza vurmaya, incitmeye, ad takmaya, dalga geçmeye v.b. davranışlara hakkı olmadığı önemle vurgulanmalıdır. Okul-aile birliği bir arada bu sorunları bilinçli bir şekilde çözmeye çalışmalıdır.

Zorba davranışta bulunan çocuklar da zorba olarak dünyaya gelmediler elbette yine araştırmalar ortaya koyuyor ki genelde ev ortamında fiziksel ve sözlü tacize uğrayanların, benzer davranışları diğerlerine yapmalarıdır.

Zorba davranışlarda bulunanlar: genelde kendilerini güçlü zannederler, dikkat çekmek isterler (çünkü evde yeteri kadar ilgilenilmediğini, değer verilmediğini düşünme), böyle davranarak okulda popüler olduklarını düşünürler. Genelde çok güvensiz bir kişilik yapısı olmasına karşın, bu ezikliğini kimsenin anlamasına izin vermezler. Kendilerinden daha zayıf, daha farklı, daha küçük kişileri kendilerine kurban olarak görüp, kurbanlarının kendilerine olan güvenini azaltıp, korkutmaktır amaçları.

Yine Amerika’daki istatistiklere göre zorba davranışlarda bulunanlar, zorbalığa uğrayan kurbanlarına göre % 60 daha fazla suç işlemeye yatkın oluyor ve 24 yaşına kadar en az bir kez hırsızlık, uyuşturucu satma ve kullanma, dükkan yakma yıkma v.b. suçlardan yargılanıyor.

Okulların zorbalığı önlemede Norveç’te 1980 li yıllarda araştırma yapılmış ve bazı çözüm yolları bulunmuş.
Okulda çalışanların, öğretmenlerin, okul müdürlerinin bu konuda bilinçlendirilmesi, hatta eğitim almaları
Zorbalığa karşı olara geliştirilen sınıf kurallarına uyulması, sınıf toplantıları, bu konuda aileler ile toplantılar düzenleme
Zorba davranışta bulunanlar yada kurbanlar ile bire-bir toplantılar.

Bu program çok etkili olmuş ve 2 yıl içinde programı uygulayan okullarda zorba davranışlar ve bu davranışlara maruz kalan kurbanların sayısı yarı yarıya düşmüş. Ve bu okul iklimini de olumlu etkilemiş.

Peki Türkiye’de okullarda akran zorbalığı konusunda neler oluyor?

Türkiye’de maalesef bu konu Amerika, Avrupa ülkeleri, Kanada, Japonya ve Avustralya’daki kadar önemsenmiyor. Yaptığım araştırmalarda Milli Eğitim Bakanlığının web sayfasında bu konu bir kaç sayfada belirtiliyor.

Üniversitelerde araştırmalar yapılmış ve tez, makale olarak yayınlanmış. Bazı özel okulların web sayfalarında, bir kaç gazetenin ve derginin makalesinde bahsediliyor. Bazı okullar kendi düzeylerinde bir şey yapmaya çalışıyor ama ne yazık ki bu çok önemli konu henüz hak ettiği yeri bulamadı.

Sonuç olarak, farklı kıta, farklı ülke, farklı kültürler de olsa istatistikler okullarda zorbalık konusunda benzer sonuçları gösteriyor. Önemli olan bu ciddi konunun ilkokul yıllarından başlayarak önemsenmesi, bir çok önlemler alınarak çocuklarımızın , ailelerin, öğretmenlerin bu konuda bilinçlenmesidir.

Bir araştırma
Ankara Üniversitesi’nden Sn. Prof. Dr.Yasemin Karaman Kepenekçi ve Sn. Şakir Cinkir’in 200-2001 akademik yılında Ankara’da ki bir lisede 692 öğrenci arasında yaptıkları bir anket çalışması ve sonuçlarına göre:
Hemen hemen her öğrenci bullying –(zorbalık ) deneyimini yaşamış.
%33.5 i sözlü zorbalıkla
%35.5 i fiziksel zorbalıkla
%28.3 duygusal zorbalıkla
%15.6 si cinsel tacizle
karşılaşmış. Kızlara göre erkekler gözle görülür derecede daha fazla zorbalığa hedef olurken bu daha çok fiziksel olarak itme, kakma, tekmeleme, kaba küfürler, bıçak çekme v.b.) kendini göstermiş.
Kız ve erkeklerde en genel zorbalık turu ise itip kakma ve isim takma olmuştur. Ne yazık ki araştırmaya katılanların üçte biri bu konuda hiç kimseden yardım almamışlardır.

Bir ebeveyn olarak çocuğumuzun bu tur zorba davranışlara maruz kaldığını nasıl anlarız?

Eğer kaybolmuş ya da hasara uğramış eşyalar ile eve geldiyse,
Değerli bir eşyası, kitabı yada özel takısı kaybolduysa,
Size açıklamakta güçlük çektiği sakatlanmalar, yaralanmalar varsa
Eski davranışlarından farklı davranıyorsa,
Üzgün, kızgın, depresif olarak eve geliyorsa,
Kendi kendine zarar verme eğiliminde ise,
Arkadaş sayısında azalma varsa,
Kendini çok çaresiz hissediyorsa,
İntihara kalkıştıysa,
Okula gitmeye isteksizse,
Problemlerinden hep kendini suçluyorsa, evden uzaklaşma, kaçma girişiminde bulunduysa,
Her zaman yeteri kadar iyi olmadığını düşünüyorsa,
Yemek yeme bozuklukları başladı ise,
Uyku uymada zorluk çekiyorlarsa,
Baş ağrısı, mide ağrısı gibi kendilerini hasta hissetme durumları varsa

Bir ebeveyn olarak çocuklarımızın zorba davranışlarda bulunduğunu nasıl anlarız?
Diğer arkadaşları ile tartışma, kavga etmek,
Fiziksel ve sözlü kavgaya karışmak,
Okul müdürünün odasına sürekli çağrılmak,
Parasındaki artış ve nasıl alındığı açıklanamayan eşyalar,
Başkalarını kolayca suçlayabilmek,
Başkalarının hareketlerinden kendini sorumlu tutmama gibi davranışlardır.

Türkiye’de Yayınlanmış Kitaplar
Dr. Tuncay Ayas – Okullarda yaygın sorun olan zorbalığı önlemek
Yrd. Doç. Dr. Erkan Yaman Başa çıkma stratejileri ile okulda zorbalık ve siber zorbalık, Kaktüs Yayınları.

Dilek ERİKLİLİ BECK

Önceki İçerikBir ‘Barış’ Çocuğu Dedi Ki; Bu dünyadan bir Barış Manço geçti
Sonraki İçerikBir Yönetici Koçu: Dost Can Deniz

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz