Ağacı Sev, Yeşili Koru

Ağaçlarla büyüdüm ben, bir nevi ağaçlarla paylaştım hayatımı ve babamı.

Babam emekli Orman Bölge Şefi. Orman sevgisini ondan aldım, ta damarlarıma işledi. Elleriyle diktiği fidanları “Evlatlarım benim” diye sever, fotoğraflarını çekerdi. Ne yalan söyleyeyim çocuk aklımla az biraz kıskanırdım. Zaman zaman arazi aracı ile ormanın derinliklerine giderdik beraber. Ağaçları sayardı tek tek, hepsinin faydalarını ve karakteristik özelliklerini. Vakti gelir canını dişine takarak orman yangınlarının içine dalardı.

İlkokul yıllarımdan “Ormanlar yurdun akciğerleridir” sözünü hatırlarım. Ciğerlerimiz yanıyor denir ya ciddi kayıplar karşısında, şimdi gerçekten ciğerlerimiz yanıyor. Bu deyim iki kat anlam ve ağırlık kazanıyor yüreğimde.

Evet, doğal felaketler hep olacak. Tarih boyunca oldu. Elbette öncesinde önlem de alacağız, sonrasında hatalarımızdan dersler de çıkaracağız. Maalesef insanoğlu kendi eliyle bile isteyerek veya istemeyerek felaket yaratabiliyor. Gelin gerçek bir hikâyeyi babamdan dinleyelim:

“Vaktiyle köyde babası müebbet hapse çarptırılmış bir delikanlı vardı, babasının yaşadığı durum nedeniyle kendisine istediği kız verilmeyince haince bir plan yapmış. Köyün ilgisini başka bir yöne çekecek. Nasıl mı? Orman yakarak. Nasıl olsa ağaçların dili yok ya. Karşı koyamaz ya. Köylüler orman yangınına koşarken o da kızı kaçıracak aklınca”. Bu talihsiz ve vicdansız hareket ne yazık ki çokça orman arazisinin yanmasına yol açmış, Allah’tan bu cahil eylemin faili yakalanmış.

Gel de Yunus Emre inceliğini arama. Taptuk Emre dergâhı için kurumuş ağaçlardan odun keseceği zaman kesmeyeceği yeşil canlı ağaçlar yüksünmesin diye baltasının keskin yerini kumaşa sararmış sevgili Yunus.

Bugün “bir” olma zamanı. UNESCO, 2021 yılını Hacı Bektaş Veli yılı ilan etti; “Elden gelen her iyiliği herkese yapınız” der büyük gönül adamı. Kimin elinden ne geliyorsa (maddi-manevi, bireysel-kurumsal) ortaya koyma zamanı. Yardım etmek istiyorsanız ve nereye dair yardım edeceğinize dair kafanız karışıksa bir adres paylaşmak istiyorum. Üstelik şahsen de dahil olabileceğiniz (yanan yerler için sonrasında su tesisatı döşeyerek veya bina boyayarak bile destek olup çalışabilirsiniz) bir platform; http://birdestekbiryuva.com/

Umarım yaralarımızı derhal sararız.  Umarım bu günler tez vakitte geride kalır…

Hamiş: Kampanya, İhtiyaç Haritası (https://ihtiyacharitasi.org/) ve NEF Vakfı (http://www.nefvakfi.org/) işbirliğinde hayata geçirilmiştir. Proje, Afet Platformu ve ilgili kamu kuruluşları işbirliği ile yürütülecektir. Kampanya 2 ana alanda destek sağlayacaktır:

  1. Yaşam Alanlarının Yeniden Tesis Edilmesi
  2. Geçim Kaynaklarının Yeniden Tesis Edilmesi

Detay bilgiye yukarda paylaşmış olduğum web sitesinden ulaşabilirsiniz.

Şeyda Bodur

Önceki İçerikAyvalık 7. AIMA Müzik Festivali Başlıyor!
Sonraki İçerikÇayınızı Nasıl Alırdınız?
Şeyda Bodur
Kendini anlatmak dünyanın en zor şeylerinden biri bence. Sürekli değişip dönüşürken, yaşam biteviye bizi şekillendirirken, sahi ben kimim? Değişmezlerim var mı, varsa neler? Dilerseniz beni yazılarımdan sizler tanıyın. Yine de beni heyecanlandıran kavramlar ortaya bırakayım, birer ipucu niteliğinde; Akdeniz, çiçekler, iletişim-İkizler burcu, Boğaziçi üniversitesi, kız kardeş, hak-miras, nezaket, ilk yaz, disiplin-aylaklık, Türk kahvesi, demli çay-simit, kiraz-karpuz, keyif, keşif, denge, dönüşüm, mistik, holistik, seyahat, sahici paylaşımlar, samimi sohbetler... Burada sadece yazmaktan ve okumaktan bahsetmek istiyorum. Neden mi yazıyorum? Biliyorum bencilce olacak, herşeyden önce bana iyi geliyor. Düşüncelerim netleşiyor, duygularım alan buluyor, sakinleşiyorum, sadeleşiyorum, “O”lanla hizalanıyorum, kendimi ifade ediyorum, üretiyorum, yaratıyorum, yüreğimi ortaya koyuyorum, yaşama katılıyorum, meydan okuyorum, “ben de varım” diyorum, belki ortaklık arıyorum ve daha nicesi...Satırlara sığmaz. Neden mi okuyorum? Sözü bir Usta’ya bırakmak istiyorum izninizle, ne bir kelime eksik ne bir kelime fazla... “Bütün iyi kitapların sonunda, bütün gündüzlerin, bütün gecelerin sonunda, meltemi senden esen, soluğu sende olan, yeni bir başlangıç vardır…” Edip Cansever