Bu terim Sevgili Cem Tarık Yüksel tarafından türetildi. Cem Bey Unilever Türkiye Başkan Yardımcısı, aynı zamanda Fütüristler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi.
“Sanzevi” terimini birlikte, Platin Dergisi’ne bir röportaj verirken kullanmıştı ilk kez. O zamandan bu yana hakkında yazayım diyordum. Kısmet bu güneymiş…
Sanzevi, Japon kökenli bir sözcük olan Hikikomori’nin Türkçesi diyebiliriz.
Hikikomori, 21. Yüzyıl hastalıklarından biri olarak olarak tıp literatürüne giren, Japonca’da ‘elini ayağını çekmek’ anlamına gelen bir sözcük.
Hikikomoriler, temel ihtiyaçları dışındaki tüm zamanlarını, dünya ile ilişkilerini keserek, odalarında, bilgisayar, internet başında geçiriyorlar.
Japon psikiyatr Tamaki Saito ‘nun dünya tıp literatürüne kazandırdığı “hikikomori hastalığı”nın tek sebebi bilgisayar değil. Aslında 90′lı yıllardan beri Japonya’da kendini ailesiyle yaşadığı evin bir bölümüne kapatıp, sosyal yaşamı tamamen reddeden ergen ve gençleri tanımlamak için kullanılıyor.
Cem Bey işte bu hastalık ya da davranış bozukluğunu, daha çok ve giderek sanal dünyaya bağımlı hale gelmekle birleştirerek, münzevi ile sanal’dan türetip, “sanzevi” yapmış. Şimdilerde eve/içine kapanmayı tetikleyen veya sürdürülmesini sağlayan önemli belirleyiciler televizyon, internet olduğu için Türkçe’ye uyarlamasında sanal kelimesiyle birleştirmek gayet uygun olmuş.
Fütürist tasarımlarıyla beğeni kazanan modacı Hüseyin Çağlayan, kapsül içinde yaşayan kadın konulu art-medya çalışmasıyla (video) bu hastalıktan ya da durumdan mustarip olanların yaşantısına ve içinde bulundukları duruma dikkat çekiyor.
Böyle gelişmeler, her yeni çağ değişiminde oluyor aslında. Hızlı dönüşüme ayak uyduramayan bireyler; kalabalık, ses, şiddet, aşırı iletişim, hırsızlık, kargaşa vb. faktörlerden korkuyor ve toplumdan, insanlardan kaçarak kozalarına çekilmek ihtiyacını hissediyorlar. Dozu kaçırınca da “hikikomori” ya da “sanzevi oluyorlar. Özellikle gençleri dikkatle izlemek, onlara şefkatle yardımcı olmak gerek…
